Twitter
27 Ocak 2018 Cumartesi

Başkan adayı Ali Koç, toplantıda adaylık süreciyle ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Daha sonra kürsüye gelen Asbaşkan Şekip Mosturoğlu, Ali Koç'un söylediklerine cevap verdi. Mosturoğlu'nun konuşmasının ardından Koç tekrar söz aldı. Ali Koç'un son konuşması sırasında bir hayli sinirli ve duygusal olduğu görüldü.

MOSTUROĞLU: ANAMIZA AVRADIMIZA KÜFREDİYORLAR

"Ali Bey diyor ki bu bir tango. Rica ediyorum, sponsorlu hesaplar, paralı Twitter hesapları bunları kapattırın. Bunları sizin adınıza kim yapıyorsunuz size iyilik yapmıyor. Anamıza avradımıza küfrediyorlar.

Yargıtay kararı konusunda hukuk danışmanınız kimse Ali Bey, sizi yanlış yönlendiriyor. Ayrıca size soruyorum bütün duruşmalara gittim. Bir gün kalkıp geldiniz mi o süreçte? Salona da soruyorum. Kimse geldi mi? Ben gittim.

Konsolide edilmiş mali tabloları göremiyoruz diyorsun. 2012'ye kadar yönetimdeydiniz. Hangi bilançoda konsolide edilmiş mali tablolar sunuluyordu. Sunulmuyorduysa neden itiraz etmiyordunuz?

Aynı noktadayım dediniz. Habertürk'te programa katıldığınızda 'Gözümün üstünde kaşım var, şahsi sevdam aileme zarar verecek' derken ne düşünüyordunuz? Şahsi davam benim aileme zarar verdi Ali Bey, ama ben hala devam ettim, düşmedim. Hep buradaydım.

Sizin reklamınızı yapacak çok sayıda twitter hesabı, sponsorlu Facebook sayfaları, medya mecraları var. Sizin reklam için FB TV'ye ihtiyacınız yok. FB TV bugüne kadar hiçbir Fenerbahçe siyasetine karışmamıştır.

Şubelerle ilgili bir şey söylediniz. Şubeleri kapatmak ne sizin, ne Aziz Bey'in yetkisinde. Genel Kurul izin vermediği sürece şubeleri kapatamazsınız.

Sayın Ali Koç, şu an tek aday sizsiniz. Mağduriyet yaratacak bir durum yok ortada. Lütfen bize haksızlık yapmayın."

KOÇ: BUNLARI SÖYLERKEN AĞZIM TİTRİYOR

"Sayın Şekip Mosturoğlu, sen beni çok iyi tanırsın. Benim içim dışım bir. Söylenecek şeyleri üçüncü şahıslara söyletmem. Ben lafımı kendim söylerim. Taşere etmem. Başkalarına söyletmem. Açık ve netimdir. Bana 'Hesapları kapatın' diyorsunuz. Şu odadaki bütün insanların içinde, söylediğini en iyi bilen sensin. Haber yaptırma, troller kullanma, belli başlı gazeteciler üzerinden gündem yaratma konusunu benden çok çok iyi biliyorsunuz Sayın Şekip Mosturoğlu.

FB TV'ye ihtiyacımız yok dediniz, yine twitter hesapları dediniz. Benim FB TV'ye ihtiyacım olup olmaması değil. Fenerbahçe'nin başkanlığına aday biri olarak, bir şey yapacaksam FB TV'de yapmayı tercih ederim. Olmazsa da ana mecralara kaymam. Mağduriyet yaratmaya ihtiyacımız yok. Siz oraya reklam verirsiniz, buraya reklam verirsiniz söylemlerini küçük buluyorum.

Gözlerinizin içine bakarak söylüyorum Şekip Bey. Kulüpte yoğun bir şekilde yeni üye kazandırma konusunda bir çalışma yok diyorsanız ya çift kişiliğiniz var ya da başka bir şey. Bugün bize gelip beni eşimi oğlumu üye yaptılar diyorlar. Oyumu bana vereceksiniz diyorsunuz. Bu doğru değil. Aidatımı ödemeye gittim ama ödenmiş diyen üye de var. Hayret ediyorum. Koç Holding'den üyeler geliyor diyorsunuz. Geliyorsa kendi parasıyla yapar. Sapla samanı karıştırmayın. Ne demek istediğimi gayet iyi biliyorsunuz.

Tek aday sizsiniz diyorsunuz. Tarihe baktığımız zaman da başkanımız tarz olarak da hep son dönemeçte açıklamıştır. Karşıda rakip olsun olmasın, bu bir tarz meselesidir. Bu demek değildir ki tek aday vardır. Komiteler kurulmuştur, bu benim hoşuma giden bir durum. Gerçekten bakış açımızın çok farklı olduğunu düşünüyorum. Sağlıklı bir tartışma ortam, farklı vizyonlar bu camianın çıkarınadır. Ne kadar çok tartışırsak doğruyu bulmakta daha çok şansımız olur. Keşke bir taraftar komitesi de koysaydınız. Belki taraftarımızla daha çabuk iletişim sağlardık. Ama bana mağduriyet falan demeyin. Kimse kimseyi kandırmasın.

Ben personelim oyunu satar demiyorum. Ama personel bu kadar seçim ortamına sokulursa asıl burada sapla samanı karıştırıyoruz. Ne gerek var bunlara, ailenin 2 bin liraya üye yapılmasına. Gözümüzün üstünde kaşımız varken, aslında 'O zaman kaçtın, şimdi niye döndün' demek istiyordun. Ben kaçmadım. Sen değil misin ailene, çocuğuna nasıl sahip çıktığımı anlatan? 3 Temmuz'dan sonra kaçtığımı ima etmeniz... Ayıp ya. 3 Temmuz'dan sonra benim kaçtığımı iddia ediyorsunuz. Siz değil miydiniz 'Eşime, aileme sahip çıktınız' diyen! Bunları söylerken ağzım titriyor!

Hayatımda 2 kez ağladım. Belki bugün de ağlarım. Aziz Yıldırım'ın eşyaları kulüpte toplanırken ağlamıştım. Yemin etmiştim o gün, '1 saatte olsa Aziz başkanım tekrar buraya gelecek' demiştim. 3 Temmuz'dan 12-13 gün sonra kulübe geldim. Yönetim girişinden girdim. Her taraf kutu dolu. Bir taşınma hali var. Yukarı çıktım ne oluyor dedim. Başkan talimat verdi eşyalarını çıkarttırıyor dedi. O günü unutamıyorum. 1 saat dahi olsa Başkan buraya gelecek dedim. Geldi. Burdasınız. Sakın ha sakın benim 3 Temmuz'dan sonra kaçtığımı ima etmeyin. Asıl vefasızlık budur. Ayrıldıktan sonra da elimden geleni yapmaya çalıştım. Sonra şartlar değişti, aday oldum.

Başkanım lütfen size karşı vefasızlık yaptığımı söyleyenlere kulak asmayın. Sakın benim 3 Temmuz'da kaçtığımı söylemeyin. Benim gibi bir insanı 'hain' sıfatına sokmak ne demek? Hepimiz Fenerbahçeliyiz. Burada kavga, gürültü, nefret ortamı yaratmak, benim gibi bir insanı hain durumuna sokmak... Akıl sır erdiremiyorum. Hepimiz aynı gemideyiz. Benim gibi bir insanı Fenerbahçe haini sokmak, buna akıl sır erdiremiyorum. Fikirlere katılır katılmazsınız, hepimiz Fenerbahçeliyiz. Önemli olan Fenerbahçedir. Herkes bunu istiyor. Buraya çıkıp dava arkadaşlığı yaptığımız, omuz omuza verdiğim insanlara cevap verdim, üzülüyorum, mecbur bıraktınız."

MOSTUROĞLU TEKRAR KÜRSÜYE GELDİ

"Ali Bey bu konuşmayı daha sonra tekrar seyredin. Nerede vefasız ve kaçtı dediğimi söyleyin. Beni en çok kıran şu oldu, benim sizin babanız için Mersin'e gittiğimi söylemeye, arkadaşınız için Eyüp'e adliyeye gittiğimi söylemeye ihtiyacım yok. Sizin de eşim ve çocuğum için yaptığınızı söylemeye gerek yok. Size binlerce kez teşekkür ediyorum. Ama yeri burası değildi, beni kırdınız."