Twitter
26 Haziran 2018 Salı

CHP Merkez Yürütme Kurulu seçim değerlendirmesi için toplandı.

Toplantı sonrasında açıklama yapan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: Hangi partiye mensup olursa olsun, oy kullanan bütün vatandaşlarıma, demokrasiye sahip çıktıkları için yürekten teşekkür ediyorum.

ŞANTAJLARA RAĞMEN 7 PUAN İNDİRDİLER

Daha önceki seçimlerde İçişleri Bakanı görevini bırakırdı, valiler tarafsız görev yapsın diye. İçişleri Bakanı koltuğunu korudu mu? Ulaştırma Bakanı görevinden istifa ederdi, hükümetin araçları iktidar lehine kullanılmasın diye. Onlar da kullanıldı. Daha da önemlisi Adalet Bakanı istifa ederdi. Ne için? Adalete, seçimin tarafsızlığına gölge düşmesin diye. Onlar da istifa etmedi. Dolayısıyla CHP örgütlerinin hangi koşullarda bir zoru gerçekleştirdiğini bütün dünyanın, vicdan sahibi herkesin bilmesini isterim. Ne yaptılar? Seçimlerde toplumun üzerindeki ölü toprağını kaldırdılar. Korku ve sindirmeyi kaldırdılar, yüreklice davrandılar.

Sonuç şu, iktidar partisine, AK Parti'ye 7 puan kaybettirdiler. Kolay elde edilecek, sıradan bir başarı değildir. OHAL'e, devletin bütün imkanlarına, bütün televizyonlara, gazetelere, baskılara ve şantajlara rağmen 7 puan indirdiler. O nedenle ben bu arkadaşlarıma teşekkür etmeyip de kime edeceğim? Hepsine yürekten teşekkür ediyorum.

İktidarın 49,5 olan oyu 42,5'a düştü. Bu, bizim için çok önemli bir sonuçtur. Güçlü ve aydınlık bir Türkiye'nin kapısını araladılar. Güçlü ve aydınlık bir Türkiye beklentisi içinde olanları yüreklendirdiler, 'Biz yapabiliriz' algısını toplumun her kesimine ve bütün dünyaya anlattılar.

AK PARTİ PARLAMENTODA ÇOĞUNLUĞU KAYBETMİŞTİR

Dünün tek adamı, güçlü adamı bugünün artık topal ördeğidir, herkes bu gerçeği bilsin. Her istediğini yapamayacak. Parlamentonun itibarını biz koruyacağız. Milletin bize verdiği yetkinin ne anlama geldiğini çok iyi biliyoruz, o yetkiyi nasıl kullanacağımızı da biliyoruz. Bu milletin demokrasiye, birlikte yaşamaya, kavgadan uzak durmaya özlemi var. Bunu sağlayacak olan halkın bize verdiği yetki ve bizim parlamentodaki gücümüz olacaktır. Özetle, duvarın bir kısmını yıktık, aynı azim ve kararlılıkla duvarın geri kalan kısmını da yıkacağız. Bu ülkeye gerçek anlamda demokrasiyi getirmek için mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz. Bu seçimin tek kaybedeni vardır, AK Parti'dir, 7 puan kaybetmiştir, parlamentoda çoğunluğu kaybetmiştir. Kazananı da demokrasidir, sandığa gidip oy veren, demokrasiyi savunan milyonlardır.

Daha seçime girmeden önce iktidar partisinin demokrasiye kumpas kurduğunu fark ettik. Bir siyasal partinin seçime girmesini engellemek için her yolu denediler." diyen Kılıçdaroğlu, o kumpası bozduklarını ifade etti.

"ASLA YAN YANA GELEMEZLER" DİYENLERE RAĞMEN MİLLET İTTİFAKI'NI KURDUK

Cumhuriyet tarihinde bir ilke imza atarak, rakibimiz olan bir siyasal partinin seçime girmesi için ellerinden gelen her şeyi yaptık. Bu, bizim demokrasiye aşık olduğumuzu gösterir. Bu, bizim düşünce özgürlüğüne verdiğimiz önemi gösterir. Bu, bizim vatanseverliğimizin tartışmasız olduğunu gösterir. Bu, bizim parlamentoya verdiğimiz itibarın ve güvenin ne olduğunu gösterir. "Asla yan yana gelemezler." diyenlerin nutuklarını boşa çıkartarak Millet İttifakı'nı kurduk.

Şu gerçeğin herkes tarafından bilinmesi lazım, sağlıklı işleyen bir demokraside, devletin liyakat esasına göre yükseldiği bir demokraside sandık güvenliği diye bir şeyden söz edilemez. Çünkü devletin memuru görevini yapar ama iktidar liyakat sistemini sonlandırdığı, özellikle militanları görevlendirdiği için bu konuya ayrı bir önem ve ağırlık verdik ve güzel sonuçlar elde ettik.

Artık o iller şu tabloyu çok net görecekler: Parlamentoda bizim bir sesimiz var ve bizim sorunlarımızı parlamentoda dile getirecek bir milletvekilimiz var. Hem sahada, hem parlamentoda görecekler.

GAZİ MECLİSİMİZİN İTİBARIN KORUYACAĞIZ

Onlar yüzde 10 seçim barajının arkasına yıllar yılı sığındılar. Darbe hukukunu tahkim ettiler, 'Darbelere karşıyız' diyerek. Önemli bir adım atıldı Millet İttifakı'yla. Darbe hukukunun bu bölümü en azından bu seçimlerde sonlandırıldı. Sonuçta kazanan demokrasi oldu.

Her milletvekili, il, ilçe başkanı gönül birliği içinde, beraber milletin hukukunu sonuna kadar koruyacağız. Sarayın çıkardığı kararnameler, sonuna kadar irdelenecek, varsa milletin hukukuna zarar getirecek her düzenleme parlamentoda mücadelesi verilecek. Nerede mücadele gerekiyorsa, orada mücadele verilecek. Gazi Meclisimizin itibarın koruyacağız. Bu Meclis, sıradan bir Meclis değildir.

Ana hedefimiz bütün o yetkilerin parlamentoya tekrar iade edilmesidir. Kısa sürede iç tüzük değişikliği geldiğinde Gazi Meclis'in hakkını ve hukukunu yine koruyacağız. Bu konuda dikkatli olacağız.

Önümüzdeki süreç, sıradan bir süreç değil. Tıpkı bu seçimlerin sıradan bir seçim olmadığı gibi. Vatandaşın hakkını korurken onun ekonomisini de koruyacağız. Pek çok bilgiyi kamuoyundan gizleyeceklerdir. CHP'nin görevi bütün bilgileri derleyip toparlamak ve kamuoyuyla paylaşmak olacaktır.

BİR DİKTATÖRÜN NESİNİ TEBRİK EDECEĞİM?

Demokrasiye inanmayan bir insan tebrik edilemez. Yasama, yargı ve yürütme organını kendisine bağlayan bir insan tebrik edilemez. Tek adam rejimini savunan tebrik edilemez. Nesini tebrik edeceğim? Bir partinin genel başkanı olarak mahkemelere hakim tayin ediyor, onu mu tebrik edeceğim? Demokrasiyi savunuyorsa, güçler ayrılığı ilkesini getirecekse, bu konuda bir anayasa değişikliği yapacağız diyorsa, ilk ben tebrik edeceğim. Ama hayır tek adam rejimini sonuna kadar sürdüreceğim diyorsa, bir diktatörün nesini tebrik edeceğim ben. Nesini kutlayacağım?

Demokraside hile var, seçimde değil. Eşit şartlarda bir yarış olmadı. Bunu bir mazeret olarak ileri sürmüyorum ama demokraside ortaya koyulan hileli tabloya dikkat çekmek istiyorum.

TEK ADAMA TESLİM OLAN PARTİ DEĞİLİZ

Mahir Bey (Ünal), kendi partisinde darbe yapıldığı zaman neredeydi acaba? Yüzde 49,5 oy alan bir partinin genel başkanı saraya çekilip 'istifa edeceksin' denilip elinden istifa dilekçesi alındığı zaman Mahir Bey neredeydi? Biz hiçbir zaman dış telkinlerle ya da birilerinin telkini ile kendi politikamızı oluşturmayız.

Sayın Ünal önce dönüp kendi partisine baksın. CHP'nin bütün üyeleri kendi aramızda oturur, konuşuruz, tartışırız da ama biz demokrasiye inanan bir partiyiz. Tek adama teslim olan parti değiliz. Mahir Ünal, kendi partisinin tek adama teslim edildiğini herhalde benden çok daha iyi biliyordur.

PARTİDE NE OLUP BİTECEĞİNE PARTİLİLER KARAR VERİR

Muharrem Bey'in CHP'den fazla oy almasını öteden beri savunduk zaten. Aksi halde nasıl cumhurbaşkanı adayı olacak? Neden Muharrem Bey 6 oklu rozeti çıkarıp Türk bayraklı rozet taktı. Herhalde daha fazla oy almak için. Dolayısıyla biz Muharrem Bey'in bütün çalışmalarına katkı verdik ve gösterdiği performansı da son derece yerinde ve doğru bulduk. Asla hiçbir eleştiri de yapmadık. Genç, dinamik, enerjik... Çalıştı, mitingler yaptı. Bunların hepsi doğrudur. CHP'den fazla oy alması kadar da doğal bir şey olamaz zaten. Almasaydı o zaman zaten büyük sorun çıkacaktı. Ama kendisinin de ifade ettiği gibi oyun daha fazla olması lazımdı. Beklentinin altında kaldı, kendisinin ifadesi. Dolayısıyla partide ne olup biteceğine partililer karar verir. 9 ay sonra yerel seçimler var, duvarın kalan kısmını orada yıkacağız. Çok daha güçlü bir sonuç elde edeceğiz, göreceksiniz. Bir tarafa yazın. Bütün veriler bunu gösteriyor.

KOLTUK SEVDASI OLANLARIN BU PARTİDE YERİ YOKTUR

Koltuk sevdası olan, bireysel çıkışlarla kendisine yol arayan kişilerin bu partide işi yoktur. Bu partiye gelecek kişilerin hepsinin ortak özlemleri, ortak hedefleri olmak zorundadır. Güçlü Türkiye, bağımsız dış politika, kadın-erkek eşitliği, yargı bağımsızlığı gibi. Bunların olması lazım. Bu hedeflerle ilgilenen her kişinin başımızın üstünde yeri vardır. Her şey hukuk içinde olur. Ama bireysel çıkar peşinde koşup da 'Milletvekili olmadım. Milletvekili olmadığım için ben şimdi eleştireceğim...' diyenlerin, koltuk sevdasına tutulanların bizim partimizde yeri yoktur. (AA)