Bir işyerinde tele satış temsilcisi olarak çalışan Emre, iş arkadaşlarıyla Whatsapp'ta bir grup kurdu. Grupta iş yerinde yapılan uygulamalara eleştiririler yöneltildi. İş yeri yöneticileri hakkında terbiye sınırlarını aşan hakaretler yazdı. Lakaplar takıldı. Gruptaki çalışanlardan biri ekran görüntüsü alarak arkadaşlarını işverene ihbar etti. İşveren ihbarcı dışındaki tüm çalışanların sözleşmesini fesh etti. Fesih mahkemeye taşındı. Bakırköy 5. İş Mahkemesi, Whatsapp görüşmelerini delil sayarak işe dönüş talebinin reddine karar verdi. Çalışanlar kararı temyize götürdü. Temyiz incelemesini yapan Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nden bambaşka bir karar çıktı. Yargıtay, Whatsapp'ın 3. kişilere kapalı bir sistem olduğuna dikkat çekerek, "İşçilerin iş akışını bozmadığı ve çalışmalarını etkilemediği sürece işçilerin burada iletişim içinde olmaları yasak değildir" dedi. Çalışanların Whatsapp yazışmalarını demokratik hak ve barışçıl davranış olarak tanımladı. İşçilerin işe iadesi yönünde karar verilmesi gerektiğine hükmetti. Benzer gerekçelerle açılan başka bir dava da Yargıtay'a taşınmıştı. Bu kez hakaretin gerçekleştiği mecra Facebook'tu. Yargıtay hakaretin binlerce kişiye açık bir mecrada gerçekleşmesini iş akdinin feshinin haklı gerekçesi olarak görmüştü.